En İyi Hukuk Platformu Hukuk Haberleri Röportajlar Yeni İçerikler

Yargıtay HGK 2008/15-244 E. 2008/252 K. 19.03.2008 T.

Tapuda gösterilen bedel ile gerçek bedel arasında bir mislini aşan fark nedeniyle 6183 sayılı yasa’nın 28/2 maddesi hükmünce yapılan işlem bağış niteliğinde olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdiri ve hukuki değerlendirilmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış kararın bozulması uygun bulunmuştur

Taraflar arasındaki “tasarrufun iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 17.11.2005 gün ve 2003/111-2005/447 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 26.02.2007 gün ve 2006/7507-2007/1189 sayılı ilamı ile;


(“Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Tapu Sicil Müdürlüğünde düzenlenen akit tablosu suretine göre taşınmaz ipotekle yükümlü olarak satılmış ise de, dosya kapsamına göre ipotek bedelinin satıştan önce davalı borçlu tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda taşınmazın tapuda gösterilen 18.000.000.000.-TL satış bedeli ile keşifte tespit edilen 40.000.000.000.-TL gerçek bedeli arasında bir mislinden fazla fark bulunmaktadır. Aradaki bedel farkının borçluya ödendiğine dair resmi nitelik taşıyan, banka havalesi bankadaki para hareketini gösterir hesap ekstresi, ikramiye ödemesi gibi belge bulunmamaktadır. 23.08.2001 tarihli harici satış sözleşmesi adi yazılı şekilde düzenlenmiş olup, bunun her zaman temini mümkün olduğundan satış şartlarının 3. maddesinde belirtilen borçlunun 2 yıl süreyle satılan taşınmazda oturması karşılığı kira bedelin satış bedeline eklenmesi ve buna göre değer farkının olmadığının kabulü mümkün değildir.
0 halde tapuda gösterilen bedel ile gerçek bedel arasında bir mislini aşan fark nedeniyle 6183 sayılı yasa’nın 28/2 maddesi hükmünce yapılan işlem bağış niteliğinde olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdiri ve hukuki değerlendirilmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış kararın bozulması uygun bulunmuştur…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:


Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.


S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.03.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.

Bu yazıyı alt kısımda bulunan butonlara tıklayarak kolayca paylaşabilirsiniz.

Facebook
Twitter
LinkedIn
Telegram
WhatsApp

Son yazılardan anında haberdar olmak için e-posta bültenimize kayıt olun.

En Çok Okunanlar

Son Yazılar

Editörün Seçimi